Diş Eti Dokuları
Toplumumuzda genel olarak en çok şikayet edilen ve aynı zamanda en çok rastlanan Sıkıntı diş çürükleridir. Diş çürükleri sebebiyle erken dönemde tedavi edilmeyen birçok diş kaybedilmektedir. Ancak diş kayıpları yalnızca diş çürükleri sebebiyle değil aynı zamanda diş eti hastalıkları sonucu da kaybedilmektedir.
Aslında ağız içinde diş kaybına sebep olan diş eti hastalıkları en az diş çürükleri kadar diş kaybı oluşturmaktadır.
Güldüğümüz zaman ağız içinde gözüken iki adet nokta dikkat çeker. Bunlardan bir tanesi dişler, diğeri de diş etleridir.
Diş etleri dişin görünen bölgesi olan kuron kısmını çepeçevre saran ve dişin kök kısmını saran alveol kemiği ile desteklenen pembe renk görünümlü organımızdır.
Dişin ağız içindeki bütünlüğünü oluşturur ve onu destekler. Özellikle güzel bir gülüşü hedefleyen biz diş hekimleri için olmazsa olmaz organdır. Sağlıklı diş eti açık pembe renktedir. Dişe ve kemiğe sıkıca yapışmış olup, portakal kabuğuna benzer parlak – pütürlü bir görünümü vardır.
Bazı durumlarda sağlıklı bile olsa diş eti dişi çok fazla örter ( gummy smile ). Diş eti dokusu hasta ya da sağlıksız değildir. Sadece dişi çok fazla örtmektedir. Bu gibi durumlarda diş eti cerrahi olarak kesilerek daha estetik ve daha göze hoş gelen ve daha sağlıklı bir görünüm alacaktır.
Özellikle gülüş tasarımının en önemli organı olan diş etleri, hastalarımızın arzu ettikleri güzel gülüşü sağlayabilmesi için sağlıklı bir yapıda olmalıdır. Gülüş tasarımında nasıl ki dişler daha beyaz, daha büyük ve hasta güldüğü zaman daha ön planda olması için bir takım tedavilerden geçiriliyorsa diş etleri de gülüş tasarımında çok önemli yer tutmaktadır.
Gülüş tasarımında beklenti altın oranı yakalamaktır. Altın oran vücudumuzun birçok bölgesinde organların belli oranlarla şekillenmesinden oluşmaktadır. Ağız içi organlarımızın da gülüş sırasında tıpkı vücudumuzun diğer organları arasındaki altın oranı gösterme ihtiyacı vardır. Bu oran sayesinde diş etimiz dişleri belli bir oranda gözükecek şekilde tamamlarlar. Böylelikle kişi güldüğü zaman dişlerin ne kadar, diş etlerinin ne kadar gözükeceği ve birbirini tamamlamaları hem sağlık, hem de estetik açıdan çok önem teşkil edecektir.
Diş Eti Hastalıkları
Diş eti iltihabının ilk belirtisi diş etindeki kanamalardır. Diş etlerinde renk, şekil bozuklukları ve ağız kokusu ile kendini daha da belli eder. Diş eti iltihabının neden olduğu diş kayıpları, çürüklerin neden olduğu diş kayıpları kadar zarar vericidir.
Diş etinin hastalanmasına sebep olan ilk unsur bakteri plağıdır. Bakteri plağı yemek tüketiminin hemen sonrasında dişi sarmaya başlar ve ağız içindeki milyonlarca mikroorganizma tarafından oluşturulur.
Bakteri plağı dişin yüzeyinde tutunup yeni oluşacak plaklara yataklık yapacak ve daha sonra diş taşı oluşumuna neden olacaktır.
Diş taşı oluşumu diş etinin dişe yapışmasını ve onu tam olarak sarmasını engelleyecek ve bu sırada da diş eti kanaması, ağız kokusu ve ağızda metal tadı oluşturacaktır.
6 aylık rütin ağız ve diş kontrollerinin önemi burada devreye girmektedir. Bu kontrollerde diş taşı temizliği sayesinde diş eti rahatlayacak, dişi daha sıkı saracak ve yeni bir hastalığın oluşmasını engelleyecektir.
Maalesef hastalarımızın bir kısmı bu kontrolleri çeşitli sebeplerle kaçırmakta ve istenmeyen sonuçlara maruz kalmaktadır.
Eğer bu kontroller zamanında yapılırsa diş taşı oluşmadan veya yeni oluşmaya başladığı ve zarar verme etkisi gerçekleşmeden temizlendiği için diş eti sağlığı korunmuş olacak ve diş çürüğü etkisi azalacaktır.
Diş taşı oluşumu artmaya başlar ve tedavi zamanı gecikirse, dişin ağızda tutunmasını destekleyen kemik dokusunda yıkım başlayacak ve diş etinde zaman içinde önce şişmeler görülecek daha sonra da diş eti çekilmeye başlayacaktır.
Adeta kartopunun çığa dönüşmesi gibi diş eti çekildikçe destek kemik dokusu biraz daha eriyecek ve diş eti çekilmesi daha da artacaktır. Bu sistem böyle devam ettikçe hiç çürüğü olmayan dişler bile zaman içinde sallamaya başlayacak ve diş kayıplarıyla karşı karşıya kalınacaktır.
İlerleyen diş eti hastalıklarında bazen, ciddi cerrahi tedaviler uygulanması gerekebilir. Fakat hekim ve hasta arasındaki ilişki yetersiz olduğu anda yine diş çekimleri gerekecektir.
DİŞETİ HASTALIĞI NASIL ÖNLENİR?
önlenmesinde en önemli görev kişinin kendisine düşmektedir. Dişleri sağlıklı bir durumda sürdürmek için, günlük ağız bakımı işlemleri ile (diş fırçalama ve diş ipliği kullanma) bakteriyel diş plağının uzaklaştırılması gerekmektedir. Diş hekimine düzenli aralıklarla gidilmesi de aynı derecede önemlidir. Günlük ağız bakımı işlemleri diş taşı oluşumunu en az düzeye indirebilir, ancak tamamen önleyemeyebilir. Diş fırçası, diş ipliği veya diğer temizlik araçları ile ulaşılamayan bölgelerin bir diş hekimi tarafından değerlendirilmesi mevcut diş plağı ve/veya diş taşının uzaklaştırılması açısından gereklidir.
Bu yüzden 6 ayda bir diş hekimi kontrolü ve gerekirse diş taşı temizliği yapılmalı ve diş hekimi tarafından hastanın dişlerini nasıl fırçalaması gerektiği ve diğer temizlik malzemelerinin nasıl kullanılması gerektiğinin ayrıntılı bir şekilde anlatılması gerekir.
Özellikle son dönemlerde yeni çıkartılan diş fırçaları, diş ipleri, ara yüz fırçaları, ağız duşu gibi çeşitli ve amacına uygun temizlik ajanları dişlerin daha rahat temizlenebilmesi açısından bizlerin elini kuvvetlendirmektedir.
Ağız ve diş sağlığı açısından bu uygulamalar ve diş hekimi kontrolü asla aksatılmamalıdır.